TAYLAND – KAMBOÇYA 2

Hepimiz tercihlerimizle iki soluk arasına sığdırdığımız ömürlerimizi anlamlandırmaya çalışırız. Kimimiz yerleşik düzende yaşadığımız alanları çeşitli hobilerle değerlendirmeye çalışırken, kimimiz yeni yerler keşfetmek, coğrafyaları tanımak amacıyla, özelliklede biz fotoğrafçılar, fotoğraflamak için binlerce kilometre yol kat ederiz.

Yine bir uzak doğu masalına şahitlik etmek için bir gurup arkadaş, sırt çantalarımız,  fotoğraf makinesi ve ekipmanlarımızla kasım başında uzunca bir macera yaşamak, fotoğraf aramak heyecanıyla yollara düşeceğiz.

Açıkça söylemem gerekir ki genç yaşlarımda Avrupa’da neredeyse ayak basmadığım yer kalmamıştı. Ancak; 2012 yılında üç ay süren Tayland seyahatim tüm bakış açımı ciddi anlamda değiştirdi. Her zaman savunduğum ‘’gülen insan, güzel insan’’ anlayışı tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde bende kemikleşti. Birçok arkadaşımla yaptığımız seyahat sohbetlerinde gördüm ki Budizm’in de etkisiyle uzak doğu ve özellikle de Tai ve Kımer halkları tüm olumsuzluklara rağmen yaşamı hoşgörü, samimiyet, tebessümle değerlendirerek anlamlandırmayı başarmışlar.

Her yola çıkacağım zamanın öncesinde heyecanım bu nedenle olsa gerek. Her ne kadar,  turizm bir çok güzelliği ekonomik kazanım hırsıyla erozyona uğratsa da inanıyorum bundan en az etkilenilen yerlerin başında Tayland, Kamboçya geliyor.